1. Soru: Reis sınıfı denizaltı projesi Türk Deniz Kuvvetlerinin geleceği için oldukça önemli. Projenin bir süredir aksadığı biliniyor. Bu konu Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da dile getirildi.
Projenin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Denizaltılar çok stratejik silahlar. İster nükleer ister dizel-elektrik ister havadan bağımsız tahrikli olsun. Gelişen teknolojilere rağmen denizaltıların tespiti halen çok zor. Denizaltıların tespit edilebilirliğinin zorluğu onları daha önemli bir silah kılıyor. Artık denizaltılarda seyir füzeleri, çok daha uzun menzilli torpidolar, çok gelişmiş sensörler kullanılıyor. Böylece denizaltılar çok daha önemli hale geldi.
Teknolojinin bu kadar gelişimine rağmen denizaltı avlama konusunda çok önemli bir gelişme yaşanmadı. Denizaltılar suda belirli bir ısı katmanının altına indiğinde tespit edilemiyor. Denizaltılar sessiz ve tespit edilmesi çok zor bir silah olma özelliğini devam ettiriyor.
Türk Deniz Kuvvetleri için üretimi devam eden Reis sınıfı denizaltı projesinde bir gecikme var. Bu gecikme Almanların alışmadıkları bir şekilde çalışıldığı için olmakta. Evet Almanlar bize olması gereken kadar sıcak ve iş birliğine yakın çalışmıyorlar.
Burada Almanların suçu olduğu kadar şu durumunda etkisi var. Almanya ya hazır denizaltı satar ya da Almanya-Portekiz örneklerinde olduğu gibi müşterinin sadece metal üretimine-montajına izin verir, sorun çıkarsa müdahele eder. Kore örneğinde ise Kore’nin üstün bir mühendislik birikimi mevcut. Kore kendi başına çoğu işin altından kalktı ve Almanlar yorulmadı.
Biz ise Reis sınıfı ile Almanlara çok farklı bir seçenek teklif ettik. Üretebileceğimiz her şeyi üretip, üretemediğimiz durumda Alman ürünleri kullanmayı teklif ettik. Bu hem Almanların alışık olmadığı hem de hedefledikleri maddi kazancı elde edemeyecekleri bir durum ortaya çıkardı.
Almanlar tabi ki de projeye hayır demedi. Üretici HDW Türkiye ile çok iyi ilişkileri olan bir tersane. Türkiye’yi kaybetmek istemiyor.
Politik sebeplerden dolayı Almanların kullanabildikleri en önemli silah denizaltı projesi. Bu nedenle bazı teknik ekipmanlarda gecikme yaşandığı doğru. Yakıt hücreleri, havadan bağımsız sevk sistemleri ile ilgili bazı gecikmelerin olduğu söyleniyor.
Benim kişisel görüşüm, 4 denizaltının tamamlanacağını umuyorum. Yeni Alman Hükümeti ile son 2 denizaltının tamamlanması konusunda şüphelerim var. Çünkü yeni Alman Hükümeti için Türkiye çok önemli bir partner değil. Hükümet içindeki Yeşiller Partisi net olarak Türkiye düşmanı. Projeye özellikle taş koymaya çalışacaklardır.
Biraz gecikmeli de olsa 4 denizaltı tamamlanır. Ama son 2 denizaltı için endişelerim var. Bu olmayacak demek değil.
Açıkça söyleyeyim bunun alternatifi yok. Havadan bağımsız tahrik sisteminin benzerini dünyada üreten başka ülke yok. Fransızların kullandığı pek verimli olmayan kapalı devre buhar sistemi var. İsveçlilerin Stirling çevrimleri(dıştan yanmalı motor kullanan bir sistem.) var. Rusların havadan bağımsız tahrikli Lada sınıfı denizaltısı uzun süredir yok. Lada sınıfı denizaltı projesi başladıktan sonra Rus Donanması 5 adet dizel-elektrik tahrikli Kilo sınıfı denizaltı envantere aldı. Yani şu anda Rusların havadan bağımsız tahrikli denizaltıları yok. Ki olsa bile Rus Kilo sınıfı Türk Donanması envanterindeki Type-209 denizaltılara göre devasa boyutta. Kilo’ya sığacak bir sistemin küçültülerek bizim denizaltılarımıza entegre edilme imkanı yok. Ki Ruslar teknoloji vermez. Kullanmamız için bile vermezler. Çin’in de şaibeli bir prototip havadan bağımsız tahrikli denizaltısı var.
Almanlar dışında havadan bağımsız tahrik alternatifi yok.
Yakıt hücreleri için alternatif bulunabilir. Çok zor olsa da Siemens’in elektrik motorlarına alternatif bulunabilir. Ancak bu işler kontrata bağlı olduğu için çok zor. Denizaltı gemi gibi bir sistem değil. Tek bir sistem çalışmadığında tüm personelin hayatı riske giriyor.
Gemide bir sorun olduğunda su üstündesinizdir. Örneğin Rus savaş gemileri sürekli römorkörlerle dolaşır. Motorlar sürekli arıza verir. Ama denizaltıda böyle bir ihtimal yok. Suyun altında bir sistem çalışmadığında denizaltı dibe batar. Endonezya ve Arjantin denizaltılarında maalesef gördük bu durumları.
Sonuç olarak Reis sınıfı denizaltılar için alternatif hiç yok.
2. Soru: Almanya Reis sınıfı denizaltılara ambargo uygulayabilir mi? Rusya’ya teslim edilmeyen Mistral sınıfı LHD’ler gibi Almanya Reis sınıfı denizaltılara teslimat yapmazsa tazminat gündeme gelir mi?
Savunma anlaşmaları çok net ve kesindir. Almanya Reis sınıfı için tedarik sağlamazsa tazminat da gündeme gelebilir farklı şeyler de. Siz böyle stratejik bir ürünü, denizaltıyı alamadıktan sonra, paranızı geri isteseniz elinize geçecek nedir?
F-35 meselesinde bunu gördük. Ödediğiniz parayı geri isteyebilirsiniz. Ancak stratejik üründen mahrum kaldıktan sonra parayı geri almanın bir anlamı kalmıyor.
Almanya projeyi yarım da bırakabilir. Uzun yıllar sürüncemede de bırakabilir. Bu konuda diplomatik kanalları doğru kullanmak gerekiyor.
6 adet Reis sınıfı denizaltının tamamlanıp envantere girmesi Türk Deniz Kuvvetleri için çok büyük bir artı olacaktır. Çünkü elimizdeki denizaltılar Yunanistan ile aynı diye söyleriz. Reis sınıfı Yunan muadilleri Type-214’lerden 4 metre daha uzun. Reis sınıfı çok daha dengeli. Yunan Type-214’lerindeki birçok sorun Reis sınıfında çözüldü.
Reis sınıfı Yunan Type-214’lerine göre daha fazla yakıt hücresi taşıyor ve sonuç olarak su altında daha uzun süre kalabiliyor. Almanlar daha sonra pazarladıkları Type-214’lerde Türk Reis sınıfının boyutlarını baz alarak teklifler verdi.
Reis sınıfı Türk Deniz Kuvvetleri için çok önemli. Proje aksarsa tazminat gündeme gelir ancak çok stratejik bir üründen mahrum kalmış oluruz.
3. Soru: Reis sınıfı denizaltılara ambargo uygulanırsa proje yerli imkanlarla tamamlanabilir mi? Havadan bağımsız tahrik sistemi ve diğer sistemler yerli olarak üretilebilir mi, yoksa denizaltılar atıl duruma mı gelir?
Türk Denizaltıcılığı ve Türk Denizaltı İnşa Sanayii oldukça gelişmiş bir yapıda. Türk Denizaltıcılığının temelleri 1960’larda 1980’lerde oluşturuldu.
Bugün Almanya Reis sınıfı denizaltılar için tedariki keserse biz radikal çözümlere giderek bu denizaltıları tamamlayacak kabiliyete sahibiz. Ancak süreç çok uzar. Denizaltılar kesinlikle atıl duruma gelmez.
Türkiye’de ciddi anlamda havadan bağımsız tahrik sistemleri için çalışmalar yapılıyor. Bunlar laboratuvar bazında çalışmalar. Küçük deneme ve prototip bazında çalışmalar var. Operasyonel ve ticari ürün olarak bir sistem elde yok. Ancak ciddi anlamda bir ilerleme mevcut.
Şahsi olarak yerli havadan bağımsız tahrik sisteminin en erken 5 yıl içinde ticari bir ürün olarak ortaya çıkabileceğini düşünüyorum.
Sadece havadan bağımsız tahrik sistemi değil birçok sensör konusunda da Almanlardan destek alıyoruz. Bizim ürettiğimiz sistemler Türk-Alman hibrit sistemi. Görev bilgisayarını biz yapıyoruz ama bilgisayar Alman sensörlerinden gelen veriler ile çalışıyor. Bunların yerine yerlisini koymak çok ciddi zaman alacaktır.
Alman ambargosu Reis sınıfı denizaltıları en az 5 yıl geciktirir.
4. Soru: Reis sınıfı denizaltı projesi Türk Savunma Sanayii’ne neler katmıştır?
Biz Reis sınıfı denizaltıları ile denizaltı üretimini tamamladık. Daha önce Type-209/Ay sınıfı denizaltılar ile ilk kez sac kaynağını yapmaya başladık. Preveze sınıfı denizaltılarda ilk kez yerli sistemler kullanmaya başladık. Bu Almanların işine geldi. HDW’nin amacı hiçbir zaman sac kaynağı yapmak, basit sistemleri üretmek değildi. Gür sınıfı denizaltılarda biz daha fazla yerli katkı ile denizaltıları üretmek istediğimizi belirttik. Almanlarla anlaşılarak daha stratejik sistemleri yerlileştirerek üretmeye başladık.
Alman sistemleri ile çalışmasını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Reis sınıfında üretebileceğimiz her şeyi biz üretmek istiyoruz dedik. En son Section-50’yi yerli olarak ürettik. Section-50’yi yani baş kısmını üretmek çok zor. Torpido kovanları, torpido kapakları, sonar yuvası, baş alıcıları burada bulunur. Denizaltının havadan bağımsız tahrik sistemi dışında üretimi en zor kısmı baş kısımdır.
Biz artık havadan bağımsız tahrikli olmasa da dizel-elektrik tahrikli bir denizaltıyı üretebilecek kapasiteye gelmiş bulunmaktayız.
5. Soru: Nasıl bir MİLDEN öngörüyorsunuz? MİLDEN nasıl özelliklere sahip olacaktır?
3000 tonluk denizaltı havuzu inşa ediyoruz. Havuzun kapasitesi maksimum 3500 ton olacağından dolayı 4000 tonluk bir MİLDEN olmayacağını tahmin edebiliriz.
MİLDEN’i bir aile olarak görmemiz gerekecek. MİLDEN için Güney Kore’nin yerli denizaltılarını örnek gösterebiliriz. Geçenlerde balistik füze atışı yapmıştı.
MİLDEN’in Türk Deniz Kuvvetleri envanterinde olan ve yeni girecek denizaltılardan daha büyük olacağını söyleyebiliriz. Almanların Avustralya’ya teklif ettiği Type-214’ün büyütülmüş hali örnek olabilir.
Güney Kore %100 yerli ve milli ürettiklerini iddia eder ancak aslında Koreliler inanılmaz derecede yabancı destek alırlar. Denizaltı tasarımının %80’i Almanya’da kalan kısmı Kore’de tamamlanmıştır. Çok başarılı bir denizaltı ürettiler.
MİLDEN için bizim gidişatımızda 3000 ton civarında. İlk üretilenlerde dikey fırlatılan seyir füzesi ve balistik füze beklemiyorum ama olursa ne mutlu. Mümkünse havadan bağımsız tahrikli olur. Çünkü artık bu teknolojileri öğrenmeye başladık.
İlk MİLDEN’in 3000 ton sınıfında olmasını bekliyorum.
Ayrıca küçük bir denizaltı da bekliyorum. Örneğin STM’nin 500 tonluk bir denizaltı tasarımı tanıtılmıştı. Demek ki küçük denizaltı sınıfları üzerine de çalışmamız mevcut. Fransızlar ve İtalyanlar yıllardır dünyaya küçük denizaltıları pazarlamaya çalışıyor. Denizaltılar çok stratejik ancak çok pahalı sistemler. Sadece kıyılarını savunmak isteyen ülkeler büyük denizaltıları tedarik etmekte ve işletmekte zorlanıyor. Küçük boyutlu dizel-elektrik tahrikli bir denizaltı ülkelerin işlerini görebiliyor.
500 tonluk bir denizaltı Karadeniz, Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz’de görev yapabilecek kadar yetenekli olcaktır. Ben küçük bir denizaltı sınıfı üretilmesini bekliyorum. Böyle bir denizaltı sadece Türk Deniz Kuvvetleri için değil yurt dışına da teklif edilebilecektir.
Kısacası MİLDEN’i 2’ye bölüyorum. İlk 3000 ton civarı bir denizaltı, diğeri 500 tonluk bir mini denizaltı sınıfı bekliyorum.
6. Soru: MİLDEN’den sonra Türk Savunma Sanayii için hedef nasıl bir denizaltı olacaktır ve olmalıdır? Hedef olarak dünyada mevcut hangi denizaltı projesini gösterirsiniz?
MİLDEN üretildikten sonra ilk beklentim denizaltı ihraç edilmesidir. MİLDEN’in ilk ürünleri üretildikten sonra dikey atıcılara sahip denizaltılar bekliyorum. Dikey atıcılardan seyir füzeleri ve balistik füzeler atılabilir. Güney Korelilerinkine benzer bir sistem bekliyorum.
Havadan bağımsız tahrik sistemlerinin ve Lityum-Ion bataryaların kapasiteleri giderek artmaya başladı. Su altında çok daha uzun süreli kalınabiliyor. Artık denizaltıların nükleer güce ihtiyaçları yok. Havadan bağımsız sistemlerle de su altında uzun süre görev yapabiliyorlar.
Beklentim daha büyük, havadan bağımsız tahrikli, dikey atıcılı sistemler. İkinci beklentim mini denizaltılar.
DEARSAN Tersanesi’nin büyük ihtimalle Türkmenistan’a teklif ettiği 330 tonluk İtalyan tasarımına benzeyen bir denizaltı konseptini gördük. Dearsan tasarımı STM tasarımından daha da küçük. İç denizlerde kullanmak için çok uygun bir denizaltı. Özel sektörün bu tür küçük denizaltılara yönelmesini bekliyorum.
Otonom insansız denizaltılar bekliyorum. İnsansız denizaltı dediğimizde hemen muharip sınıf savaşan bir denizaltı anlaşılmasın. Savaş gemilerine ve insanlı denizaltılara sensör desteği verecek denizaltılardan bahsediyorum. Özellikle gemilere, diğer denizaltılara yardımcı olması daha zor.
Deniz altında ısı katmanları vardır. Isı katmanı sonar dalgalarını yansıtır. Denizaltı bu katmanların arasında ve altında ise onu tespit etmek çok zordur. Teknoloji ne kadar gelişse de tespit yine de çok zordur.
İnsansız denizaltılar ilk olarak ısı tabakasının altında görev yapmaya başlayacak. Düşman denizaltısı arayacaklar. Vurmalarına gerek yok. Vurmak çok farklı bir iş. Torpido yüklenebilir ancak torpidonun doğru hedefe gidip gitmediğini anlamak çok zor.
Örneğin bir insansız denizaltı düşman denizaltısını tespit ettiğinde Türk Reis sınıfı mı, Yunan Type-214 sınıfı mı tam anlayabilecek mi? Belirli farklar var ancak ortam şartlarından dolayı tam olarak tespit çok zor. İnsansız denizaltının ateş emri vermesi çok özel bir durum. Etik kısma girmesek bile teknik olarak da çok zor.
İnsansız denizaltılar göreve başlayınca düşman denizaltısını tespit etmek kolaylaşır. Tespit etmese bile o bölgede düşman denizaltısının bulunması zorlaşacak.
Gemilerle görev yapan bir insansız denizaltı düşman denizaltısını tespit edemese bile insansız denizaltının aktif sonarından düşman denizaltısına çarpıp dönen sinyaller nedeniyle savaş gemisinin düşman denizaltıyı tespiti kolaylaşır.
İTÜ böyle bir 10 metrelik insansız denizaltı projesi üzerine çalışıyor.
Not: Özel röportajdır. Bir kısmı ya da tamamı kaynak gösterilerek kullanılabilir.