Hovercraftlar kullandıkları teknoloji sayesinde hem karada ve hem de denizde yol alabilen bir motorun çalıştırdığı fan ile hareket eden taşıt çeşididir.
İlk hovercraft 1959 yılında İngiliz bir mühendis tarafından yapıldı.(Çok daha öncesinde Türk mühendis-pilot Vecihi Hürkuş tarafından bir hovercarft üretilmiş ancak proje devam ettirilememiştir.)
Hovercraftlar üzerinde yol aldıkları yüzey ile hava yastığı sayesinde temas etmekten kaçınırlar, bu hava yastığı üzerinden kayarak hareket ederler. Bunun bir sonucu olarak da sürtünmeyi çok büyük oranda azaltmayı başarırlar. Bu sayede yakıt sarfiyatı azalır ve yüksek hız seviyelerine ulaşılır.
Her iki yanda da bulunan fanlar vasıtasıyla hava emilerek etek adı verilen ve aracın alt kısmında bulunan yastığı şişirirler. Aracın hareketini sağlayan fanlar ise arkasında bulunur ve havayı iterek hareket sağlarlar. Manevrayı da aynı şekilde bu arkadaki fanlar dönerek sağlamaktadırlar. Herhangi bir yola ya da limana ihtiyaç duymamaları, kara-deniz fark etmeksizin yüksek hızlara çıkabilmeleri ve yakıt verimliliğinin yüksek olması gibi avantajlardan dolayı gelecekte hovercraftların hayatımızdaki yerinin artacağına şüphe yok.
Fakat içinde bulunduğumuz zaman aralığında da yaygın olmadığı söylenemez, bilakis birçok amaçla dünyanın farklı birçok noktasında kullanılmaktadır. Bu amaçlar arasında yolcu taşımacılığı, eğlence amaçlı yarışlar, deniz ambulansı, askeri amaçlar gibi birçok şey sayabiliriz. Yakın gelecekte ise RO-RO gemisi (araba taşıyan gemiler) olarak kullanılması ile alakalı çalışmalar mevcuttur.
Suda ilerlerken diğer deniz araçları gibi derinlikten etkilenmezler çünkü suyun yüzeyinde ilerlerler hatta bu sebeple akıntılardan da yok denecek kadar az etkilenirler. Suyun altında dönen bir pervanesi olmadığından, deniz yaşamı için diğer su deniz araçları kadar tehdit oluşturmazlar.
