Kıbrıs Türk Halkını Yıllarca Zalim Rumlara Karşı Savunan TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI (TMT):
TMT nedir?
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), Kıbrıs’ın Rum halkının çoğunluğundan destek alan EOKA terör örgütüne karşı, Türklerin kendilerini ve Kıbrıs üzerindeki topraklarını savunmak için düşünce olarak 23 Kasım 1957, fiili olarak ise 31 Temmuz / 1 Ağustos 1958 yılında faaliyete geçmiştir. Bu tarih her yıl dönümü olarak kutlanmaktadır.
EOKA Türk köylerine saldırdı; yakıp yıktı. 11 Ocak 1956’da Bafa’da Türk asıllı polis memuru Ali Rıza’yı şehit ederek ilk suikast girişimini gerçekleştirdi. Türk Büyükelçiliği’ne bomba attı. Sistematik şekilde şiddetini yoğunlaştırdı. 1957’nin yaz aylarında Türk köylerini tek tek basıp 74 Kıbrıs Türkü’nü katletti.
Olayların yoğunlaşması üzerine, Kıbrıs Türk Toplumu Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanı Rauf Denktaş Ankara’ya gidip dönemin yöneticileriyle görüştü. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya konunun önemi anlatıldı; acil yardım verilmesi istendi. Türkiye, Kıbrıs’taki soydaşlarına destek vermezse, adadaki Türk nüfus saldırılara karşı dayanamayabilirdi. Fatin Rüştü Zorlu hemen konunun üzerine gidip, planlama yapılmasını istedi. Kıbrıs Türkleri’nin örgütlenmesi, elemanların Türkiye’de eğitilmesi ve adaya gizli yollardan silah sevkiyatı yapılmasını önerdi. Örgütün adı TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) olacaktı.
Kıbrıs’taki soydaşlarımız, kendi aralarında küçük direniş örgütleri oluşturmuştu. Volkan, en bilinenlerindendi. Mitingler ve toplu gösteriler yapıyordu. Ama Volkan’ı kimlerin yönettiği pek bilinmiyordu. Rauf Denktaş, VOLKAN’ı İngilizlerin kurdurmuş olmasından kuşkulanıyordu. Küçük, etkisiz, dağınık ve koordine edilemeyen grupların, EOKA karşısında başarılı kazanması zordu. Mukavemet askeri bir organizasyona/yapıya dayanmalıydı. Öyle yapıldı.
Teşkilatın kuruluşunda, KKTC’nin geleceğine de etki etmiş üç önemli isim rol almıştır.
Bu isimler sırası ile dönemin Kıbrıs Türk Kurumları Başkanlığını yürüten bir savcı olan Rauf DENKTAŞ, bir doktor olan Burhan NALBANTOĞLU, Türkiye’nin Lefkoşa Konsolosluğu’da çalışan bir devlet görevlisi olan Kemal Tanrısevdi’dir.
TMT’nin Kuruluş Amaçları:
• Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini sağlamak.
• Enosis’e karşı çıkmak.
• Türklere karşı yapılacak saldırıları püskürtmek.
• Anavatan’a olan bağlılığı sürdürmek.
• Türk toplumunun birliğini ve bütünlüğünü sağlamak.
TMT’nin Kuruluşunda Türkiye’nin Payı:
Rauf DENKTAŞ, Fazıl KÜÇÜK (Rauf DENKTAŞ öncesi Kıbrıs Türklerinin önderi) ile birlikte 2 Ocak 1958 günü Ankara’ya gizli bir görüşme için gelmişlerdir. Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü ZORLU’ya basın yoluyla da anavatana ulaşmış olan Rum baskılarından bahsedilmiş ve durumun vahameti açıklanmıştır.
Bakan ZORLU, Rauf DENKTAŞ’a silah gönderilmesi durumunda alınıp alınamayacağını sormuş, DENKTAŞ alınabileceğini iletmiştir.
Konunun Dışişleri Bakanlığı tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na iletilmesi sonrası bir kaç ay süren çalışmalar başlamıştır. Yapılan analiz ve raporlar değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler sonucu Genelkurmay Başkanlığından örgütün fiili olarak kurulması için gerekli izin çıkmıştır. İzinde TSK, adının bu olaylara karışmamasını kesin bir dille emretmiştir. Bu görev için TSK tarafından, 1953 yılında Seferberlik Tetkik Kurulunu (Özel Harp Dairesi) kurmakla da görevlendirilen, Kore Savaşı’nda bizzat yer almış Tümgeneral Daniş KARABELEN seçilmiştir. TSK, TMT’nin bizzat yönetimi almış, Daniş KARABELEN, Türkiye ile uluslararası arenada bağlantı oluşturulması ve bu sebeple suçlanmasını önlemek adına ordudan istifa edip TMT’nin başına geçmiştir.
Kısa sürede Türkiye’de iki eğitim kampı kurulur. Biri Antalya’da diğeri de Ankara’nın dibindeki Zir Köyü yakınında. Kıbrıs Türk liderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş ile sıkı işbirliğine girilir. İşbirliği yapılan bir başka kişi, Ankara’daki Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı Mehmet Ertuğruloğlu’dur. TMT karargâhı için derneğin Tuna Caddesi’ndeki binası tahsis edilir. Buraya Kıbrıs’la haberleşmek için telsiz kurulur. Amerikalıların Özel Harp için verdiği telsizlerden biri de gömüldüğü yerden çıkarılarak Kıbrıs’a gönderilir. Amerikalılar anlamasın diye de içine Kıbrıs’ın ünlü Hellim peyniri doldurulan kutusu, sonradan aynı yere gömülür.
Türkiye’nin çeşitli yerlerine gömülü malzemeleri kontrol için gelen Amerikalıları oyalayarak atlatır. Amerikalılar, başka konularda da atlatılır. Özel Harp için Amerikalılarla birlikte çalışılmaktadır. TMT çalışmaları da aynı anda yürütülür; ama Amerikalıların, burunlarının dibindeki bu gizli çalışmadan haberi olmaz. Nitekim başta ABD’li askeri yetkililer olmak üzere birçok ülkenin askeri uzmanları, TMT’nin örgütlenmesini tarihte eşine az rastlanır başarılı bir özel harp örgütlenmesi olarak nitelendireceklerdir.
Kıbrıs’a öğretmen, müfettiş, din adamı gibi kimliklerle TMT’de görev alacak subaylar gönderilir. Ada’daki TMT liderliği, “Bayraktar” unvanıyla Yarbay Rıza Vuruşkan’a verilir. “İş Bankası Müfettişi” kimliğiyle Kıbrıs’a giden Vuruşkan’ın kod adı “Bozkurt” olarak belirlenir. Öteki subaylara ve gruplara da benzer kod isimleri verilir. Ağrı: Dr. Fazıl Küçük, Toros: Rauf Denktaş, Kurt: Mücahitler, Temizlik Kurdu: Eğitim Sorumlusu, Bereket Kurdu: Silah ikmalinde çalışanlar.
Lefkoşe, Mağosa, Larnaka, Limasol, Baf, Lefke, Erenköy, Yeşilırmak, Serdarlı ve Boğaz’da, Bayraktar’a bağlı 10 sancaktarlık oluşturulur. Başında subay bulunan her sancakta, 500 ila bin 500 kişilik taburlar, taburlarda da 100-150 kişilik birlikler yer alır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı öncesi, TMT’li mücahitlerin sayısı, 15 Temmuz Sampson darbesinden sonra yapılan seferberlikte 18 bine (9 bini muvazzaf, 9 bini yedek) yaklaşmaktaydı.
İşin önemli yanı adaya silah ve cephane gönderilmesidir. Silahlar ordudan sağlanır. TMT yöneticileri ihtiyaç duyulan silahların listesini Genelkurmay’a iletiyor, onlar da bu silahları bir yazıyla hurdaya çıkmış gibi gösteriyordu. Kamyonlarla askeri depolara giden TMT görevlisi subaylar bunları belirli noktalarda depoluyordu. Böylece gizlilik kuralı işletiliyordu.
Ancak yüklü miktarda silahın bu şekilde çekilmesi, 27 Mayıs 1960 ihtilaline doğru yol alan Türkiye’de, farklı söylentilere neden olur. Başbakan Menderes’in kendine bağlı bir silahlı milis gücü oluşturduğu söylentisi, ordunun içinden başlayıp kulaktan kulağa her kesime yayılır. Bu nedenle 27 Mayıs sonrasında, bu çalışmaları yapan subayların tutuklanması gündeme gelir. Ancak İsmail Tansu’nun Alpaslan Türkeş’le yaptığı görüşme sonucu, askeri yönetim gerçeği öğrenir ve bu konuda operasyon yapılması önlenir.
Türkiye’deki kamplarda 25-30 kişilik gruplar halinde eğitilen gençler Ada’ya dönerek buradakilere eğitim verirler. Bu çalışmalar örtülü kimliklerle Ada’ya gönderilen subay ve yedek subayların kontrolünde yürütülür. TMT, EOKA’nın aksine, faaliyet gösterdiği süre boyunca hiçbir Rum köyüne saldırmamış, yalnızca Türk gençlerini eğitmiş, kendilerini savunmaları için gerekli silahları sağlamıştır.
Ankara’daki kamp, Zir Köyü yakınında, Tarım Bakanlığı’nın metruk bir çiftliğinde kurulmuştu. Köylüler anlamasın diye, kampa askeri tesis görüntüsü verilmişti. TMT kurulduktan sonra, Genelkurmay 2. Başkanlığı görevine getirilen Cevdet Sunay da bu kampı zaman zaman ziyaret eder, özellikle mücahitlerin yemin törenlerine katılarak onlara moral verir. Rauf Denktaş da kampı sık ziyaret edenler arasındadır. Zaman zaman kampta tabancayla atış talimleri yapıyordu.
Türk Mukavemet Teşkilatına’na bağlı erkek ve kadın mücahitler Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk Ordusu bölgeye gelene dek Rumlarla kahramanca savaştılar.
Bir Dönüm Noktası: Kıbrıs’ı İstirdat Projesi (KİP)
Alınan karar sonrası, TMT’nin kuruluşuna hız kesmeden başlanmıştır. Konuya dair Kıbrıs’ı İstirdat Projesi (KİP) hazırlanmıştır. Projeyi takiben, TMT’nin Kuruluş ve Çalışma Planı hazırlanmış ve Türkiye’den üst düzey yetkililerin onayı alınmıştır.
Plan doğrultusunda TMT lideri olarak belirlenen Daniş KARABELEN’in direkt olarak Özel Harp Dairesi’ne karşı sorumlu ve bağlı olması, ama arada kesinlikle yazılı ve resmi bağlantı olmaması, tüm bağlantıların sözlü olarak iletilmesi kararlaştırılmıştır.
TSK örgütün yönetimi görevini, süresiz izinli olarak adaya gönderdiği subaylarına yüklemiştir. TMT’nin varlığını ilan edeceği tarihin ise EOKA’nın saldırılarına göre belirlenmesi kararlaştırılmıştır. Belirlenen gün gelene kadar, TMT’nin toplantı ve gösteri yapması, bildiri dağıtması yasaklanmıştır.
Örgütlenme ve Organizasyon
KİP dahilinde TMT’nin, 18 yaşını geçmiş olan kadın ve erkek gençlerden oluşturulması, bu gençlerin Kıbrıs ve Türkiye’de eğitimden geçirilmesi zorunlu olarak karara bağlanmıştır. Plana göre TMT’nin mevcudu, kısa vadede 5000, uzun vadede 10000 olarak planlanmıştır.
TMT’de aynı TSK gibi sayıya oranla bir örgütlenme şeması izlemiştir.
Örgütlenme küçükten büyüğe doğru;
Mücahit: Tek başına bir TMT üyesine verilen addır. (Örnek: TSK’da Mehmetçik)
Manga: 5 ila 8 mücahitten oluşmaktadır. İlk adı “çadır” olup, 1961’den sonra “oğul”, 1963’ten sonra da “manga” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
Bölük: 5 ila 8 mangadan oluşmaktadır. İlk adı “oba” olup, 1961’den sonra “petek”, 1963’ten sonra da “bölük” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
Tabur: 5 ila 8 bölükten oluşmaktadır. İlk adı “otağ” olup, 1961’den sonra “kovan”, 1963’ten sonra da “tabur” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
Sancak: 5 ila 8 taburdan oluşmaktadır. İlk adı “yayla” olup, 1961’den sonra “sancak” olarak adlandırılmaya başlanmış, 1963’te adı değişmemiştir. 1961’den önce sancağa bölgedeki saygın insanlardan biri olan “baş yayla” komuta etmiştir. 1961’de liderlik “sancaktar” adı verilen rütbeye verilmiş ve baş yaylalar, “serdar” adıyla sancaktar yardımcısı olarak görev yapmaya başlamıştır.
1961 yılı ve sonrası sistem değişikliğinde 27 Mayıs 1960 tarihinde Türkiye’de yaşanan askeri darbenin etkisi olmuştur.
1 Ağustos 1976 yılına gelindiğinde TMT, KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na dönüştürülmüştür. Bu komutanlığın başında olacak general TSK tarafından atanmaktadır. Geriye kalan personel ise KKTC vatandaşıdır.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda TMT:
Harekat öncesi Türk Ordusu’nun hava indirmesi ve deniz çıkarması yapacağı bölgelerin belirlenmesinde, ada üstünde olup biten anlık durumların Ankara’ya iletiminde TMT üstün hizmetler göstermiştir. Harekat sırasında ve öncesi EOKA ile gerçekleşen çatışmalarda bizzat görev almış, bir çok şehit vermiştir. Harekat gerçekleşene kadar adada bulunan Türk toplumunu elinden geldiğince korumuş, mücadeleye olan desteğin artması için çalışmalar yapmıştır.
Sonuç:
Günümüzde KKTC Devleti bağımsız bir ülkedir. Kendi meclisine ve kanunlarına sahiptir.
KKTC, Türkiye Cumhuriyeti’nin ayrılmaz parçası ve “Yavru Vatan”ıdır. Türkiye için stratejik ve jeopolitik öneme sahiptir. Türkiye, TMT’ye verdiği destek ile adadaki soydaşlarına sahip çıkmış, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin davet edilmediği masada kimsenin başına buyruk hareket edemeyeceğini kanıtlamıştır.
1950 yıllarını takiben Kıbrıs’ta, Rum baskısı sonucunda, 1960 – 1974 yılları arasında, soydaşlarımızı ve topraklarımızı müdafaa ederken şehit olan tüm Türk vatandaşlarımızın, kahraman TMT Mücahitlerinin, TSK mensubu Mehmetçiklerimizin ruhu şad olsun.
Yazar: ABDULLAH TAHA YAĞIZ