Doğu Akdeniz sadece Türkiye için değil bölge ülkeleri ve küresel diğer güçler için de tarihsel süreçte önemini gitgide arttıran, jeopolitik ve jeostratejik konumu ile de ülkemizin geleceği açısından son derece önemli bir yere sahip deniz havzasıdır. Bunun yanında yavru vatan Kıbrıs’a ev sahipliği yapması nedeniyle barındırdığı hidrokarbon yatakları bakımından Türkiye’nin gelecek planlarını doğrudan ilgilendirmektedir. Aynı zamanda pek çok tarihçi tarafından ‘’Verimli Hilal’’ bölgesi olarak adlandırılan yerde olan Doğu Akdeniz havzası tarihte de önemli savaşlara sahne olmuştur. Bunun nedeni ise uygarlıkların Doğu Akdeniz’e ve Kıbrıs’a hükmederek bölgede güçlü ve üstün olma arzusudur. Türkiye ve Kıbrıs’ın yanı sıra GKRY, Yunanistan, İtalya, Lübnan, Filistin, İsrail, Tunus, Libya, Suriye’nin Doğu Akdeniz’e sınırı bulunmaktadır. Ancak havzayı önemli hale getiren hidrokarbon yataklarının çoğu Kıbrıs adası etrafında yoğunlaşmaktadır. 2000’lerin başından itibaren hidrokarbon yataklarının keşfedilmesiyle bölge ülkelerinin zaman zaman arama ve sondaj çalışmaları olsa da henüz üzerinde mutabık olunan bir anlaşma bulunmuyor.
Türkiye’nin dev bir doğalgaz ihracatçısı olması nedeniyle bu havzadaki kendi doğal kaynaklarını kullanabilmesi gelecekteki kalkınma planlarını doğrudan etkilemesi nedeniyle son derece önemlidir. Diğer taraftan Türkiye’nin bir enerji üssü olmasını sağlayacak Avrupa enerji hatlarını kontrol etmek istemesi 2023 hedeflerindendir. Bunun Türkiye’yi tartışmasız bölgesel bir güç haline getireceğini bilen Yunanistan, Mısır, GKRY ve İsrail bu enerji hattına alternatif olarak kendi planlarını yaparak Türkiye’yi ekarte etmeye çalışmaktadırlar. Türkiye ise Libya ile MEB anlaşması yaparak bölgedeki yerini sağlamlaştırma yoluna gitmiştir. Bölgesel aktörlerin yanı sıra bölgeye ABD, Rusya, Fransa ve Çin’in ilgisi bilinen bir gerçektir. Bu da Doğu Akdeniz’in ne kadar önemli bir bölge olduğunu anlatmak için tek başına yeterli bir durumdur. Bu sebeple Türkiye için ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir. Türkiye aynı zamanda Doğu Akdeniz’i güneyden gelebilecek tehditler için bir ön savunma hattı olarak görmektedir.
Sonuç olarak Doğu Akdeniz’deki enerji rezervlerinin paylaşımı, birçok küresel aktörü de içine alan dünyanın en önemli enerji politik sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu enerji rezervlerinin paylaşımı kadar dağıtımı da bir o kadar önemlidir. Türkiye her iki konuda da haklı ve avantajlı konumdadır. Bu haklılığı ve avantajı hayata geçirmek içinse bölgesel ve küresel güçlere karşı kararlılığını göstermek zorundadır. Bu nedenle bölge gitgide artabilecek bir gerilime ev sahipliği yapma durumunda kalabilir. Çünkü bölgenin dinamizmi burayı birçok bölgesel ve küresel güç için vazgeçilmez kılmıştır.