Hidrofoil kelimesi su ve kanat sözcüklerinden türetilmiştir. Uçaklardaki kanatlardan tek farkı ise akışkan olarak havayı değil suyu kullanmasıdır. Teknelerin altına monte edilerek kullanılır. Bu yapılar yer çekimine ters yönde etkiyen bir kuvvet oluşturur. Kuvvet ağırlıkla dengelendiği zaman araç hidrofoiller üzerinde dengede kalır. Bu sayede su ile temas eden alanı azalan gemi, sudaki sürtünmeden çok daha az etkilenir. Hız ve yakıt verimi artar. Tasarımına göre 11 çeşit hidrofoil çeşidi vardır. Bunlar geminin büyüklüğüne, kütlesine, amacına göre tercih edilir.
İlk hidrofoil yapısı 1869’da alınan bir patentte görülmüştür. Daha sonra Fransa, Amerika gibi ülkelerde birbirinden bağımsız çalışmalarla ilerleme sağlanmıştır. Askeri amaçla üretilen hidrofoil yapıda gemiler de mevcuttur. 17 tonluk bir Alman gemisi VS-6 Hydrofil, 1940 yılında inşa edilmiştir. Suyla çok az temas ettiği için ve hızlı olduğu için yüksek taşıma kapasitesi veya mayın tarlalarından geçilmesi gibi görevler düşünülmüştür.
Daha sonra soğuk savaş döneminde Sovyet Rusya tarafından farklı amaçlarla birçok hidrofoil yapılı gemi inşa edildi. Bu türün örneklerinden Sarancha sınıfı füze botu 1970’lerde üretilip 1992’de bir yangından dolayı hasar alıp batmıştır. Hala hizmette olanlara örnek olarak Turya sınıfı torpido botu, Muravey sınıfı devriye botu ve Matka sınıfı füze botu örnek olarak verilebilir. Matka sınıfı botlar Rus ve Gürcü donanmalarında olmalarına karşın Gürcistan’a ait olan bot Rus hava kuvvetleri tarafından 2008 Osetya Savaşı sırasında batırılmıştır.
© 2022 Mavi Vatan - Yeni Nesil Medya