TCG-İstanbul’un denize iniş töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TCG Anadolu‘dan sonra yerli ve milli uçak gemisinin üretimi için görüşmelere başlandığını duyurdu.
Türkiye’nin uçak gemisine sahip olması uzun süredir tartışılan bir konu. TCG-Anadolu’ya F-35B alınamaması, uçak gemisi düşüncesini daha güçlendirmişe benziyor.
Türk Deniz Kuvvetleri’nin savaş uçakları konuşlu bir gemiye sahip olması, TSK operasyon yaptığı ya da yapma ihtimali olan bölgelerde hava gücü desteği gündeme gelmekte. Özellikle Libya’da bu ihtiyaç daha da anlaşıldı. Türkiye’nin Libya’dan çok daha uzak coğrafyalarda etkin olduğu ve olacağı düşünüldüğünde bu ihtiyaç daha da artacak.
Türk Hava Kuvvetleri’nin belkemiğini F-16 savaş uçaklarından oluşturuyor. Tek motorlu ve menzili çift motorlu savaş uçaklarına göre daha kısa F-16’lar ile Libya’ya operasyon düzenlemek mümkün. Ancak sınırlı sayıda savaş uçağı, 2-3 kez havada yakıt ikmali ile Libya’da operasyon düzenleyebiliyor. Bu durum operasyonu zorlaştıran, pilotları zorlayan bir durum. Milli Muharip Savaş Uçağı çift motorlu olarak inşa edilecek. Ancak Türkiye Libya’dan çok daha uzak mesafelerdeki ülkelerde varlık gösteriyor. Bugünlerde Libya’da yaşanan durumun ileride Afrika’da, belki de Pakistan’da hatta daha uzak coğrafyalarda yaşanması muhtemel.
Bu sebeple mütevazi bir uçak gemisi Türk Deniz Kuvvetleri’nin artık bir ihtiyacı. TCG-Anadolu’ya F-35B savaş uçakları alınabilseydi bu ihtiyaç belirli bir düzeyde karşılanmış olacaktı. TCG-Anadolu’nun yanına TCG Trakya’nın da üretimi ile Türk Donanmasının hava gücü ihtiyacı karşılanacaktı. Ancak F-35B ihtimali artık neredeyse imkansız. İlişkiler belirli bir yere kadar düzelse bile artık Türkiye hiçbir ülkeye bu kadar büyük bir projede bağlı kalmak istemeyecektir.
Türk Savunma Sanayii araştırmacıları, meraklıları Türk Deniz Kuvvetleri’nin bir uçak gemisine sahip olmasına genellikle soğuk bakmakta. Bu bakışta 2 sebep öne çıkmakta. Türkiye’nin savunma bütçesi ve bir uçak gemisini korumaya yetecek bir görev grubuna sahip olunmaması.
TCG-İstanbul’un denize iniş töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla Türk Deniz Kuvvetleri ilerleyen yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içinde çok daha önemli roller alacak. Mavi Vatan kavramı giderek önem kazanmakta ve bu durum devletin en üst kademeleri tarafından sıkça dile getirilmekte. Yaşanan olaylar da donanmasının önemini giderek artırmakta. Bu gelişmelere bakacak olursak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Türk Deniz Kuvvetleri’ne daha büyük bütçeler aktarılacağı öngörülebilir.
Diğer sebep uçak gemisini koruyacak bir görev grubu ihtiyacı idi. İ sınıfı fırkateyn projesinin ilk gemisi suya indirildi. Diğer 3 geminin 2027’ye kadar tamamlanacağı açıklandı. Diğer 3 geminin inşasında özel tersanelerin rol alması bekleniyor. Bu şekilde bir üretimle İ sınıfı fırkateyn projesi kısa sürede tamamlanabilir ve askeri tersaneler TF-2000 hava savunma destroyerlerinin inşasına başlayabilir.
TCG-İstanbul‘un denize iniş töreninde milli VLS dikey atım sistemi projesi hakkında müjde verildi. TCG-İstanbul’da milli VLS kullanılacak. Hisar ve Göktuğ hava-hava füzelerinin savaş gemilerinde kullanılması bekleniyor. Gökdeniz CIWS hazır. Milli lazer silahlarının da yakın gelecekte Türk savaş gemilerinde görülmesi bekleniyor. Siper uzun menzilli hava savunma füzelerinin de yakın gelecekte envantere girmesi beklenmekte. MKE yerli 76 mm ve farklı donanma top sistemleri üzerinde çalışmakta. Motor konusunda Ukrayna ve İngiltere alternatifleri bulunuyor.
Yaşanan son gelişmeler, yerlileşme projeleri, savunma bütçesine daha fazla pay aktarılma beklentisi, yerlileşme ile gelen maliyet düşüşleri göz önüne alındığında Türk Deniz Kuvvetleri’nin yakın gelecekte mütevazi bir uçak gemisine sahip olması mümkün görünüyor. Ayrıca böyle ihtiyaçta oluşmuş durumda.
Türk Gemi İnşa Sanayii belirli bir aşaması artık aşmış durumda. Mütevazi bir uçak gemisi yerli imkanlarla ya da TCG Anadolu’da olduğu gibi yurtdışından teknik destekle inşa edilebilir.
Ancak bir uçak gemisi söz konusu olduğunda mesele gemiden çok gemide konuşlandırılacak savaş uçakları ve savaş uçağı kalkış sistemleri.
Dünyada uçak gemisi konuşlu savaş uçağı üretebilen ülkeler ABD, Fransa, Rusya, Çin. Çin, Rus teknolojisi ile bu uçakları üretti. Hindistan’da Tejas uçağı ile sadece kalkış iniş denemeleri yaptı. İngiltere de geçmiş uçak gemisi konuşlu Harier uçağını üretti ve F-35B projesinde çok ciddi iş payına sahip. Hiçbir ülkenin Türkiye’ye uçak gemisi konuşlu savaş uçağı satması mümkün görünmüyor. Rus teknolojisi ile üretilmiş uçakları kullanıcı ülkelerin acı tecrübelerinden dolayı Türkiye kabul etmeyecektir. Türkiye uçak gemisine sahip olmak istiyorsa kendi uçağını üretmek zorunda denebilir.
Uçak gemisi konuşlu savaş uçağı üretmek kolay değil. Ancak imkansız da değil. Gelişen Türkiye-İngiltere ilişkileri göz önüne alındığında, İngiltere’nin teknik desteği ile böyle bir proje gerçekleştirilebilir. İngiltere hali hazırda milli muharip uçağa teknik destek sağlıyor.
Milli muharip uçak üzerinden bir uçak gemisi konuşlu savaş uçağı geliştirilebilir. Ayrıca envantere çok daha erken girmesi beklenen Hürjet ile kısıtlı yeteneğe sahip bir uçak gemisi konuşlu savaş uçağı geliştirilebilir. Hatta Hürjet gemi konuşlu savaş uçağı projesinde teknik birikimi ve tecrübe sağlar.
Uçak gemisi konusunda en önemli sistemlerden biri uçak fırlatma sistemleri. Dünyada iki çeşit uçak fırlatma sistemi kullanılıyor. CATOBAR ve STOBAR.CATOBAR bir mancınık ile uçağın fırlatılması işlemi. STOBAR ise açılı bir rampa ile kalkışa yardımcı olunup, uçağın kendi motor gücü ile kalkışını sağlayan sistem. STOBAR sisteminin tam yükle ve kötü savaş şartlarında kalkış bakımından dezavantajları bulunmakta. Bu sebeple tercih edilmeyeceği söylenebilir.
CATOBAR sisteminde uçağın kalkışını sağlayan mancınığa buhar ya da elektromanyetik sistemlerle güç veriliyor. Dünyada sadece ABD ve Fransa CATOBAR sistemli uçak gemilerine sahip. Buhar gücü ile çalışan CATOBAR sistemlerine buharı nükleer reaktör sağlıyor. Elektromanyetik sistemin ise elektrik enerjisi kullanarak kalkışı sağlıyor.
Türkiye’de birçok şirket elektromanyetik top sistemleri üzerinde çalışmakta. Bu çalışmalar ile elde edilen bilgi birikimi ile uçak gemisi için fırlatma sistemi geliştirilebilir. Ancak bu sistemi şu anda üreten ve kullanan tek ülke ABD. Çin bu proje üzerinde çalışmakta. Geliştirilmesi oldukça zor bir sistem.
Sonuç olarak mevcut projeler göz önüne alındığında Türk Deniz Kuvvetleri’nin bir uçak gemisine yakın gelecekte sahip olması mümkün görünmekte. TCG-Anadolu’nun inşa süresi göz önüne alındığında bir uçak gemisi üretilip, donanmaya teslim edilene kadar geminin ve gemide konuşlu birçok sistemin hazır olacağı tahmin edilebilir. 2030-2035’li yıllarda Türkiye bir uçak gemisine sahip olabilir.
Türkiye için bir uçak gemisi olarak İtalyan Cavour ve Trieste gemileri, Fransız Charles De Gaulle gemisi ve Güney Kore’nin uçak gemi tasarımı ile benzer boyutlarda uçak gemileri örnek olabilir.
İlgili Yazılarımız:
https://mavivatan.net/italyan-ucak-gemisi-covour/