Deniz karakol uçakları, görev tanımı, yetenekleri oldukça merak edilen konuların başında geliyor. Bu makalemizde deniz karakol uçaklarını, yetenekleri ve yapmak için üretildiği görevi anlatacağız.
Deniz karakol uçaklarının asıl amacı denizaltı tespit ve imhasıdır. Gözlem yapan deniz karakol uçağı düşman denizaltıyı tespit eder, kendi taşıdığı silahlar ya da diğer donanma unsurları tarafından düşman denizaltısı imha edilir.
Deniz karakol uçakları ilk kez 1. Dünya Savaşı’nda ABD tarafından Alman denizaltılarına yani “U Boat”lara karşı kullanıldı. 25 U Boat deniz karakol uçakları tarafından tespit edilip imha edildi. Deniz karakol uçakları 2. Dünya Savaşı’nda daha da önem kazandı.
İkinci Dünya Savaşı’da Almanlar’ın “Kurt Sürüleri” adını verdiği denizaltı filoları Müttefik Devletlerin başına adeta bela olmuştur. O dönem sahip olduğu madenler ve sanayi alt yapısı ile ABD Avrupa’daki müttefiklerine gemilerle yardım taşıyordu. Alman denizaltıları Avrupa’ya yardım taşıyan ABD gemilerini avlayarak bu ikmalin önüne geçmeye çalıştı. Büyük oranda başarılı oldu ancak ABD’nin bizzat savaşa girmesine de sebep oldu.
Denizaltıyı imha etmekteki en büyük problem denizaltıyı tespit etmektir. Denizaltıları tespit etmekte sadece savaş gemileri ve hasım denizaltılar yeterli olmuyordu.
Alman denizaltılarını tespit edip imha etmek için uçaklar kullanıldı. İlk başlarda hava ihtiyacı sebebiyle yüzeye çıkan ya da şnorkel yapan düşman denizaltıları gözle temas edildi. Daha sonra manyetik anomali sensörü gibi sensörler geliştirildi. Denizaltıları imha etmek içinse uçaklardan atılan dip bombaları ve su üstü unsurlarından atılan torpidolar, bombalar kullanıldı.
Savaştan sonra denizaltı teknolojisindeki hızlı gelişme, denizaltı tespitinin zorlaşması deniz karakol uçaklarını da gelişmeye zorladı. Torpidolar, radarlar, sensörler, atılabilen sonarlar(Sonobuoy) geliştirildi.
Günümüzde deniz karakol uçakları oldukça pahalı, gelişmiş ve yetenekli savaş araçlarıdır.
Günümüzdeki deniz karakol uçakları birer uçan radar, komuta kontrol merkezi, denizaltı savunma harbi aracı olarak görev yapıyor.
Deniz karakol uçakları ana görevi olan denizaltı tespiti için çok gelişmiş sistemlere sahip. Bu uçaklar su üstündeki ya da şnorkel yapmış bir denizaltıyı tespit için kilometrelerce uzaktan tespit-teşhis yapabilen kameralar, aynı anda onlarca hatta yüzerce su üstü hedefini izleyebilen radarlar ile donatılmış durumda.
Su üstü ile bağlantısı bulunmayan denizaltıları tespit içinse Sonobuoy denilen belirli bir çalışma ömrüne sahip sonarlara sahip. Bir deniz karakol uçağı çok sayıda Sonobuoy taşıyarak havalanır. Düşman denizaltısının muhtemel bulunacağı bölge de ya düşman denizaltısının yaklaşmak isteyeceği alana Sonobuoylar atılır. Sonobuoy mini paraşüt ile suya iner. Çalışacağı derinliğe dalar. Her sonobuoy belirli bir metrekare-kilometrekare alanı sürekli tarar. Sonobuoyların çalışma ömrü birkaç saat ila birkaç gündür. Su üstünde bir şamandıra bırakır ve atıldığı uçak ile sürekli temas halinde kalır. Bir sonar olan Sonobuoy gönderdiği ses dalgaları ya da denizaltıdan gelen ses dalgalarını değerlendirerek düşman denizaltısını tespit eder ve yerini deniz karakol uçağına bildirir. Daha sonra tespit edilen düşman denizaltısını imha süreci başlar.
Düşman denizaltısı ya su üstü gemileri ya da direk deniz karakol uçağı tarafından imha edilir. İmha için hafif torpidolar kullanılır. Deniz karakol uçağından atılan torpido paraşüt ile suya iner. Kendi sonarı ile denizaltıyı bulur ve imha eder.
Denizaltılar ise deniz karakol uçakları ve helikopterlere karşı tamamen savunmasızdır. Çünkü denizaltılarda uçan unsurları tespit ve imha edecek sensör-silah yoktur. Almanlar’ın denizaltıdan atılan İDAŞ hava savunma füzesi gibi bazı projeler olsa da bilinen hayata geçmiş proje yoktur. Bu da denizaltı savunma harbinde uçan unsurları çok önemli bir üstünlük sağlar. Deniz karakol uçakları bu muharebe türünde oldukça önemlidir.
Dünya bazı örnekler dışında çoğu deniz karakol uçağı denizaltı savunma harbi için üretilir ve kullanılır. Tabi ki su üstü gözlem yeteneğine de sahiplerdir. Ayrıca donanma için uçar komuta kontrol merkezleridir. Sahip oldukları radar ve elektronik harp sistemleri ile kısmi AWACS-Havadan Erken Uyarı ve Kontrol Uçağı olarak da kullanılabilirler.
İstisnalar ise P-3 Orion, P-8 Poseidon, Kawasaki P-1 gibi üstün yetenekli deniz karakol uçakları.
Bu üstün yetenekli uçaklar sahip oldukları yüksek motor ve yük taşıma kabiliyeti ile daha farklı sensör ve silahlara da sahip olabiliyorlar.
Bu uçaklar çok sayıda hafif torpido taşıyabildiği gibi anti-gemi füzeleri de taşırlar. Su üstü hedeflerine taarruz edebilirler.
P-3 istisnai olarak kara hedeflerine de taarruz edebilir. Afganistan ve Bosna Savaşları’nda ABD Donanması bu uçaklar ile kara hedeflerine saldırılar düzenlemiştir.
P-3 ve P-8 özel podlar ile çok gelişmiş AESA radarları taşıyabiliyorlar. Bu radarlar ile yüzlerce kilometre menzilden, aynı anda yüzlerce su üstü hedefini takip ve teshiş edebiliyorlar.
Türk Deniz Kuvvetleri envanterinde şu an tek çeşit(6 adet P-235) deniz karakol uçağı bulunmakta. Yakın gelecekte 6 adet ATR-72 deniz karakol uçağı daha envantere girecek. Bu uçaklar sadece torpido ve su altı bombaları taşıyabiliyor. Anti-gemi füzesi taşıyamıyorlar. ATR-72’ler uygun modifikasyon ve entegrasyon sonrası anti-gemi füzesi taşıyabilir.
Bu yazımızı okuduktan sonra okumanızı önerdiğimiz yazılarımız:
https://mavivatan.net/atr-72-deniz-karakol-ucaklari/
https://mavivatan.net/cn-234-deniz-karakol-ucagi/