Savunma analisti Hakan Kılıç ile “Türk Deniz Kuvvetleri Özelinde Hava Savunma Füzeleri”ni konuştuk. İyi okumalar.
1. Soru: Türk Donanmasının hava savunma yeteneğini nasıl görüyorsunuz?
Türk Deniz Kuvvetleri hava savunma fırkateyni ve muhribine sahip değil. Ancak Türk Donanmasının ana muharip unsurları olan fırkateynlerde hava savunma füzeleri ve topları bulunuyor. Fakat bu sistemler bölge hava savunma sisteminden ziyade gemilerin öz savunması ya da çok yakındaki gemileri koruyabilecek yeteneğe sahip.
Dünyada genel klasmanda 3 tip donanma bulunuyor. Blue Water, Green Water ve Brown Water donanmalar. Açık deniz yani Blue Water donanmaları ABD, İngiltere, Çin gibi donanmaları. Türk Donanması Green Water yani iç deniz donanması. Ancak bu Türk Donanması Afrika’nın güneyinde görev yapamaz demek değil, yaptı da zaten. Bir görev grubu Afrika Kıtasının çevresini dolaşmıştı.
Türk Donanması genel olarak Green Water bir donanma olması sebebiyle uçak gemileri, çeşitli destek gemileri ile LHD-LPD’lerle desteklenmemiş bir donanma olduğu için donanmanın hava savunması gemilerdeki füze ve top sistemlerine bağlı. Dünyadaki çok modern birkaç donanma haricinde dünya genelindeki tüm donanmalardaki sıkıntı yani yeni geliştirilen hipersonik ve süpersonik gemisavar füzelere ve kamikaze drone gibi yeni tür tahditlere karşı hava savunma zaafiyeti Türk Donanmasında da mevcut.
Türk Donanmasının ana hava savunma füzeleri SM-1 füzesi, yarı aktif radar güdümlü ESSM, kızılötesi güdümlü RAM. Bu füzeler mevcut tehditlere tam olarak cevap veremiyor. Dünyadaki sayılı donanma hariç çoğu donanmanın kullandığı hava savunma füzeleri mevcut tehditler karşısında yetersiz. Bu hava savunma füzeleri üretildiğinde, dünyada süpersonik-hipersonik anti-gemi füzeleri çok azdı.
Birkaç yıl önce Yemen’de bulunan Husiler, Çin’den aldıkları C-802 anti-gemi füzesi ile Birleşik Arap Emirliklerine ait fırkateyni vurdu. Husiler gayri-nizami harp tekniği ile savaşan, devlet olmayan bir güç. Husiler İran’dan alınan teknoloji ile geliştirilen seyir füzesi ile Suudi Arabistan’a ait ARAMCO’nun petrol tesislerini vurdu. Bu füze ile savaş gemileri de vurulabilir. Dolayısıyla dünyada füze tehdidi oldukça artmış durumda.
Yakın zamanda da hatırlayacağınız üzere Türk Deniz Kuvvetlerine ait Gabya sınıfı fırkateynden atılan 2 adet SM-1 hava savunma füzesi ile Libya’da Hafter Güçlerine ait İHA vurulmuştu.
Ancak tabloda da görüldüğü üzere bugün Türkiye’nin maruz kaldığı gemisavar füze tehdidi çok büyümüş ve teknolojik açıdan ilerlemiş durumda. Örneğin, Rus Donanmasına ait Zirkon, Mısır’a ve Suriye’ye ait P-800 Oniks, Çin üretimi C-802, Yunanistan’a ait Exocet Block-2 gibi füzeler.
Bu füzelerin çoğu bizim Atmaca füzemiz gibi sea skimming yani deniz yüzeyine çok alçak uçuş yapabilen ve dünyanın eğriliğinden dolayı gemiye yaklaşırken çarpmaya en fazla 2 dakika kala tespit edilebilen füzeler. Gemi sürekli savaş durumunda hazır olsa bile, ki bu çok zor, gemi 2 dakika içinde füzeye cevap vermek zorunda.
Gökdeniz ve Phalanx gibi toplu hava savunma sistemleri son çare. Zaten gemiye gelen füzeye Phalanx ile cevap veriliyorsa gemi gelen füze tüm hava savunma füzelerini atlatmış demektir. Phalanx belki vurabilir belki vuramaz. Bu sistemler füze gemiye alçaktan çok yaklaşırsa bir mermi duvarı örmek için kullanılır. Geminin her tarafını Gökdeniz ve Phalanx ile doldurmanız, geminin füzelere karşı kesin korunacağı anlamına gelmez.
Gemilerin füzelere karşı daha korunaklı olması için sofistike hava savunma füze ve radar sistemleri ile donatılmış olması lazım. Ayrıca kamikaze drone (taarruzi İHA) ve sürü drone’lara karşı lazer silahlarının entegre edilmesi lazım. Elektromanyetik toplar şimdilik hava savunma amaçlı kullanıma hazır değil. Ancak bunlar bile artık tek başına yeterli değil. Ağ merkezli harp konseptinin tüm nimetlerinden yararlanılmadan etkili bir hava savunma yapılması günümüz şartları ve tehdit ortamında imkansıza yakındır. Yani tüm gemilerdeki radar sistemleri ile karadaki komuta-kontrol merkezleri ile hava-deniz kuvvetlerinin tam entegre olmadığı, ortak hava resminin kullanıcı yetkilerine göre herkese açık olmadığı veya yukarıda AWACS’ların dolaşmadığı bir ortamda sesten hızlı veya yavaş sea skimming yapan bir gemisavar füzeden son anda haberdar olunacaği için reaksiyon süresi kritik derecede kısa olacaktır.
Kısaca etkili bir hava savunma için şu şartların modern hava savunma muhripleri (Destroyer) ile sağlanması lazım:
-Düşmanın gemisavar silah sistemleri envanterinin bilinip, tehdit analizi yapılması.
-Tehdit analize göre kendi envanterinin doğru şekilde geliştirmek/temin etmek.
-Birden çok tehdit tipi için farklı sensör ve silah tipleri veya hava savunma füzeleri ile savunma.
-Ağ merkezli harp, farklı sensörlerin tek bir merkezden “data fusion” ile yönetimi.
Ayrıca bizim için söylemek gerekirse Hisar A+/O+, daha sonra Siper hava savunma füzelerinin ve tam anlamıyla gemisavar füzelerine karşı geliştirilmiş hava savunma füzesi yapılırsa gemilere entegre edilmesi gerekiyor.
Hava savunma füzelerinden başka ayrıca yeni gelişen tehditler olarak İHA’lar ve insansız deniz araçlarına karşı da çözümler olmalı. İnsansız su üstü ve su altı araçları var, sürü dronlar var. Gemilerde sadece hava savunma füzelerinin değil, ayrıca bir lazer silahının da olması gerekir.
Türk Deniz Kuvvetlerinin mevcut hava savunma yeteneği yeterli değil. Bırakın hipersonik-süpersonik anti-gemi füzelerini, mevcut konvansiyonel gemisavar füzelere karşı bile tam manası ile yeterli değil.
Türkiye’nin bir hava savunma muhribi yok. TCG Anadolu görev grubunun tamamını koruyacak bir hava savunma muhribi yok.
2. Soru: Türk Donanmasındaki karakol botu, hücumbot, korvet ve fırkateyn gibi muharip sınıf gemilerin hava savunma yetenekleri hakkında yorumunuz nedir? Bu unsurların hava savunma yeteneklerini artırmak için neler yapılmalı?
Korvetten daha küçük unsurların ciddi bir hava savunma yeteneği yok. Korvet ve fırkateynler hava savunma sistemlerine sahip. Ancak yukarıda bahsettiğim gibi filotillayı koruyacak kadar değil sadece kendilerini koruyacak kadar ve konvansiyonel gemisavar füzelere karşı. Yani Zircon, Brahmos gibi hipersonik veya C802 gibi yüksek subsonik veya DF-21 ve İran’ın muadil gemisavar balistik füzelerine (ASBM) karşı etkili olacak bir hava ve anti-balistik füze sistemine sahip değiller.
Barbaros ve Yavuz sınıfı gibi mevcut gemilerin hava savunma yeteneğini artırmak için yapılacak fazla bir şey yok. VLS entegresi gibi modernizasyonlar oldukça masraflı.
Bence bir an önce TF-2000 hava savunma muhripleri üretilmeli. Milli VLS projesi bitirildiğinde Hisar-O ve Siper gibi milli hava savunma füzelerini VLS yani dikey atış imkanı olan bu lançerlerde kullanabiliriz.
TF-2000 projesi ve ÇAFRAD radarı çok önemli. ÇAFRAD radarı S ve X olmak üzere 2 farklı bandda çalışıyor. 150 ve 450 km menzilli. Balistik füze tespit imkanı da bulunuyor. SPY serisi radarlarla kıyaslandığında 450 km menzil iyi bir menzil.
ÇAFRAD çok büyük bir radar. TF-2000 için geliştirildi.
Donanmasının mevcut gemilerine Hisar-O hava savunma füzeleri entegre edilmeli. Ancak Türk Donanmasının hava savunma yeteneğinin geliştirilmesi için bir kademeli ve entegre bir hava savunma şemsiyesi için bölge hava savunması yapacak muhripler gerekir.
Dünyada balistik füze savunma sistemleri bile deniz konuşlu hale geliyor. ABD’nin AEGIS donanımlı savaş gemilerinde SM-2 ve SM-3 füzeleri bulunuyor. Ayrıca bu gemi ve füzelerden yani AEGIS SYS.’den Japonya, Güney Kore, İspanya vb. ülkelerde de var. SM-3 füzeleri tamamen anti-balistik yetenekte. Uçak vurmak için geliştirilmedi. SM-3 füzeleri uzayda balistik füzelerle kesişim sağlayıp imha için geliştirildi. Avrupa ise yine anti-balistik kabiliyetli SAMP-T Aster-30 ve önceki modeli Aster-15 (Fransız uçak gemisinin ana hava savunma sistemi) kullanıyor.
ABD, Suudi Arabistan’ı İran’ın balistik füze tehdidinden korumak için Basra Körfezi’nde AEGIS donanımlı savaş gemileri bulunduruyor.
Dünyada süpersonik-hipersonik seyir/anti-gemi füzeleri, SİHA’lar, sürü dronlar ve kamikaze dronlar savaş gemileri için ciddi tehdit oluşturuyor. Kamikaze dronların altını çizmek istiyorum. Azerbaycan’da Harop kamikaze drone’larının neler yapabildiğinin, S-300 bataryalarını perişan ettiğini gördük.
Ayrıca ASBM yani balistik anti-gemi füzeleri bulunmakta. DF-21, DF-26 füzeleri mevcut. İran’da balistik anti-gemi füzesi ürettiğini iddia ediyor.
Hava savunma konusunda gemisavar balistik füzeleri de hesaba katılmalı.
TF-2000 hava savunma muhripleri üretildiğinde anti-balistik füze ihtiyacı doğacak. Aster-30 füzelerini tedarik edemiyoruz. EUROSAM- Milli anti-balistik füze geliştirme niyet anlaşması yani ortaklık Fransa’nın (Marcon) tavrından dolayı rafa kalmış gibi. Hatta İtalyan ortakların Fransa’ya baskı yaptığı bile konuşuluyor ama Bahar Kalkanı Harekatı ve Doğu Akdeniz çıkarlarımızın Fransa ile çelişmesi bu ülkeni tarafımıza karşı ciddi tavır almasına sebep oldu. SSB Prof.Dr.İsmail Demir’in söylediği gibi üç ülkeden (Türkiye, İtalya, Fransa) Türkiye yol haritasını belirlerdi ve üzerine düşeni yaptı ama Fransa ayak sürtüyor ki daha önce EUROSAM yetkillerinin Aster-30 ortak üretim ve beraber Aster-30NT geliştirlmesini Türkiye’ye teklif ettiklerini ulusal medya es geçse de savunma medyasından okuduk. Maalesef bu teklif zamanında değerlendirilirken sonuca varamadı ve sonrasında da Fransa ile malum olaylar yaşandı. Hatta hatırlayacağınız üzere basına da yansıdığı kadarı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Marcon arasındaki bir telefon görüşmesinde bile bu konu gündeme geldi ve ulusal medyadan öğrendiğimize göre Marcon’un bu konudaki vetosunu kaldırması istenmesine rağmen henüz bir gelişme yaşanmadı.
Sonuç olarak görünen o ki Türkiye anti-balistik füze ihtiyacını da milli imkanlarla yani Siper füzesi envantere girdikten sonra onun veya TUBİTAK SAGE’nin G40 füzesinin gelitirilmesi ile gerçekleştirecek. Ayrıca S-400 füzeleri şu anda gemi konuşlu olarak kullanılamıyor. Rusya’da çalışma var. Patriot da gemi konuşlu değil. Yani Siper füzelerinin anti-balistik özelliğinin de olması bekleyeceğiz gibi görünüyor.
3. Soru: TF-2000’ler hava savunma destroyeri olarak geliştiriliyor. Geçmişte TF-2000’ler için ABD’den SM-3 füze tedariği ve İtalyan-Fransız konsorsiyumu ile ASTER-30 füze ailesi geliştime çalışmalarına katılım gündeme gelmişti.
Mevcut siyasi şartlarda TF-2000’ler için uzun-orta menzilde hangi hava savunma füze alternatifleri vardır? Siz TF-2000’lerde hangi uzun-orta menzilli hava savunma füzelerini görmek istersiniz?
Ben TF-2000 hava savunma muhriplerinde kesinlikle Aster-30 hava savunma füzesi görmek isterim, Siper üretilene kadar. Geldiğimiz durumda SM füze alternatifi oldukça zor görünüyor.
SM-2 ya da SM-6 füzeleri geçmişte ciddi olarak gündem olmadı, konuşulmadı. Ancak Aster-30/Samp-T füzeleri geçmişte T-LORAMIDS ihalesinde vardı. Ancak ihalede Çin üretimi FD-2000/HQ-9 sistemi seçilmişti.
T-LORAMIDS ihalesi iptal edildiğinde SSB Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir “Biz kendi hava savunma sistemimizi üreteceğiz.” açıklaması yapmıştı. Ben o zaman böyle bir sistemi üretmenin 10 yıl süreceğini yazmıştım. Aynı açıklamayı yani anti-balistik füze için 10 yıla ihtiyaç olduğunu daha sonra İsmail Demir de bir konferansta yapmıştı. Henüz 10 yıl dolmadı.
Siper’de anti-balistik yetenek ne kadar olacak meçhul. İllaki çalışılıyordur ancak Eurosam bu konuda sorun çıkarmasaydı çok iyi olurdu.
4. Soru: Türk Deniz Kuvvetlerin kullanılan RAM ve ESSM hava savunma savunma füzelerinin tedariğinde sorun yaşandığı iddia ediliyor. Türk Deniz Kuvvetleri kısa vadede bu füzelerin yerine dünya da muadil hangi füzeleri tedarik edebilir?
RAM ve ESSM muadili füzeler mevcutta yürütülen hangi yerli füze sistemleri üzerinden geliştirilebilir?
Bu konuda alternatif çok fazla füze yok. Rus ve Çin füzeleri S-400 benzeri sorun yaratır.
GÖKTUĞ hava-hava füzeleri üzerinden NASAMS benzeri hava savunma füzesi üretimi üzerinde zaten çalışılıyor. TÜBİTAK-SAGE’nin de bu yönde açıklamaları var. Dolasıyla RAM sisteminin muadilini az-çok üretmiş durumdayız. Bozdoğan füzesi de bu şekilde kullanılabilir.
Kızılötesi arayıcı başlığa sahip Hisar-A+ sistemi mevcut. IDEF-2019 Fuarı’nda sergilendiği üzere Hisar füzeleri de gemilere entegre edilecek. Hisar-A+ ve Bozdoğan ile RAM muadili sistem üretilebilir.
ESSM füzeleri yarı aktif radar güdümlü. Aktif radar güdümlü bir sistem değil. Biz zaten aktif radar güdümlü bir füze olan Gökdoğan’ı ürettik. Gökdoğan olmasa bile ESSM’a menzil olarak muadil Hisar-O füzeleri kullanılabilir.
TF-2000’de çoğunlukla milli füze sistemlerini kullanacağız. Anti-balistik füze haricinde bir füze almamıza gerek kalmayacak. TF-2000 şu anda kızakta bile değil. TF-2000 suya inene kadar saydığım tüm yerli füze sistemleri seri üretime geçmiş olacak. Yani geminin kısa menzilli hava savunma füze ihtiyacı için Hisar A+ ve Bozdoğan alternatifi varken orta menzilli hava savunma için Hisar O+ ve Gökdoğan’ın booster motor ilave edilmiş gemiye entegre edilmiş hali ve uzun menzil için Siper alternatifi olacak. Tabii ki tüm füzelerin deniz konuşlu versiyonlarının geliştirilmesi lazım.
5. Soru: Gökdeniz CİWS çokça tartışılan ve Phalanx CİWS ile karşılaştırılan bir sistem. Boyutları ve çalışma mantıkları bakımından bakarsak, iki sistemin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Phalanx bir nokta hava savunma sistemi. Gemiye gelen füzeyi direk mermilerin isabetiyle, çok yoğun isabetiyle vurmayı amaçlayan bir sistem.
Gökdeniz ise parçacıklı mermi kullanıyor. Parçacıklı mermi kullandığı için füzenin geldiği alana çok geniş bir mermi duvarı örüyor. Phalanx gibi füzeyi vurup, parçalamıyor. Gemiye gelen füze parçacıklı mermilerin oluşturduğu duvarın içine girince hedefinden sapıyor. Füze parçalanmıyor ancak mermi duvarından geçtikten sonra gemiye isabet etmesi söz konusu değil.
Gökdeniz sisteminde amaç füzeyi rotasından saptırmak ve denize düşürmek, daha geniş bir alanda hava savunma yapılması. Bence daha mantıklı. Gökdeniz’i tercih ederim.
Phalanx ise balistik füze ve topçu roketi vurmak için mantıklı. Çünkü bu mühimmatlar çok yüksek süratle yol alıyor ve çelik gövdeli. Bu mühimmatları mermi duvarı ile kolay kolay engelleyemezsiniz.
Gemiler için Gökdeniz daha mantıklı bir tercih.
6. Soru: Türkiye’nin mevcut projeleri içinde en gelişmiş hava savunma füzesi Hisar ve Siper ailesi. Bu ailenin gemilerde, VLS’lerden kullanımı nasıl olabilir? Bu şekilde kullanım için ne gibi modifikasyonlar yapılmalı?
Siper füzeleri tek başına TF-2000 hava savunma destroyerlerinin uzun menzilli hava savunma için yeterli olacak mıdır? Siper füzelerinin kısa vadede anti-balistik füze kabiliyeti kazanmasını bekliyor musunuz?
Siper füzelerinin anti-balistik yeteneğe kavuşması yakın gelecekte sizce mümkün mü?
ROKETSAN’ın uzay çalışmaları hava savunma füze çalışmalarına nasıl yansıyacaktır?
VLS çok gelişmiş bir sistem. Üretimi düşünüldüğü kadar kolay değil. Yerli VLS çalışması mevcut. TF-2000’e kesinlikle yetişecektir.
Siper karada başarılı bir füze olursa, denizde de başarılı bir füze olacaktır.
Dünyada anti-balistik füze üretebilen 3-5 tane ülke var. Dünyada gerçek anlamda anti-balistik füze üretebilen ülkeler: ABD, ABD ile ortak olarak İsrail ve Fransa-İtalya ortaklığı. Başka ülke yok. Rusya ve Çin’i saymadım. S-400’ün anti-balistik kapasitesi oldukça düşük ve tartışmalı. A-135/235 ise verimli değil zaten sadece ICBM’ler için, SRBM vurabilecek bir füze değil.
Türkiye’nin hemen anti-balistik füze üretmesini beklemek haksızlık olur. Kolay bir şey değil. Çok yüksek teknoloji ve AR-GE gerektiriyor. Bu sistemleri test etmek bile çok zor.
Siper hava savunma için yeterli olur ancak anti-balistik yetenek şüpheli. Belki Fransa ile aramız düzelir ve Aster-30 füzeleri alınır. Alınamazsa da sadece hava savunma sistemi olarak devam edilir.
Garip ancak Türkiye’de sivil bürokratlar ve emekli askerlerden bile balistik füze tehdidi olmadığı duyduğum oldu. Çok ilginç. Hayretle izliyorum.
ROKETSAN’ın uzay çalışmaları hava savunma füze çalışmalarına yansımaz. Uzay çalışmalarının balistik füze çalışmalarına katkısı olacak. Bora gibi füzelerin menzilinin uzamasına katkı sağlar. Bu konuda ayrıntıya girmeyi doğru bulmuyorum.
7. Soru: Dünya’da bazı ülkeler savaş uçaklarında kullanılan füzeleri kullanarak hava savunma sistemleri üretmekte.
Göktuğ, Bozdoğan hava-hava füzelerinden ne tür hava savunma sistemleri geliştirilebilir? Geliştirilecek hava savunma sistemleri savaş gemilerinde ne şekilde kullanılabilir?
Bozdoğan direk olarak, Gökdoğan da booster motoru takılarak NASAMS, Spyder MR/ER veya gemilerde Seasparrow/ESSM benzeri hava savunma füzesi olarak kullanılabilir. Zaten düşünülüyor da.
8. Soru: her boyutta İHA’lar ordulara güç katarken önemli bir güvenlik zafiyeti de oluşturuyorlar. Savaş gemilerini büyükten küçüğe İHA’lardan korumak için ne gibi ek tedbirler alınmalı?
Phalanx, Gökdeniz sistemleri ve hava savunma savunma sistemleri İHA’lara karşı etkili olabilir. Ancak sürü dron ve kamikaze dronlara karşı yetersiz kalabilirler.
Türkiye’de TÜBİTAK’ın, ASELSAN ve ROKETSAN’ın lazer silah çalışmaları var. ROKETSAN’ın geliştirdiği ALKA sistemi hem elektromanyetik karıştırma ile hem de lazer silahı ile drone’ları düşürüyor.
Bu çalışmaların gemi konuşlu hale getirilmesi gerekiyor. Gemilerde sürü ve kamikaze drone tehdidine karşı lazer silahlarının olması gerekiyor. Bu artık bir gereklilik.
ABD savaş gemilerinde lazer silahlarını deniyor. Silah hem İHA hem de su üstü araçlarına karşı kullanılabiliyor.
Çinliler de elektromanyetik topu bir gemide denedi. Türkiye’de de elektromanyetik top çalışmaları belirli bir aşamaya geldiğinde bu sistemlerin kullanımı da gündeme gelecektir.
Sürü drone, Kamikaze drone ve benzeri çok küçük SİDA’lar hava savunma füzeleri ile vurulabilecek hedefler değil. En fazla top sistemleri ile ama tek bir top aynı anda kaç yöne ve kaç hedefe ateş edebilir?
9.Soru: Yakın gelecekte hava savunma amaçlı lazer silahlarını savaş gemilerinde görmeyi umuyor musunuz?
Lazer silahları savaş gemilerinde hava savunmaya ne derece ve ne şekilde katkı sağlar?
Lazer silahları ile uçak ya da anti-gemi füzesi vurmak kısa vadede verimli olmayabilir. Ancak küçük hedefler için yakın hava savunma sistemi olarak başka bir alternatif şu an için yok.
10. Soru: Yunanistan Rafale savaş uçağı alıyor. F-35 alım planı var. Türkiye-Yunanistan hava gücü dengesi hakkında yorumunuz nedir?
Yunanistan 18 Rafale savaş uçağı alacağını açıkladı. Hiçbir ülke 18 adet savaş uçağı almaz. İlerde 40-50 adede kadar F-35 veya Rafale alım yapacaklarını bloğumdaki yazımda belirtmiştim ki, aradan 2 ay geçmeden Yunanistan Rafale miktarını 40 adede çıkardığını açıkladı. Yunanistan’ın F-35 alacağı da resmi makamlar tarafından da açıklandı. Yaklaşık 100 adet de F-16’yı Block-70 olarak modernize edecekler.
Bu alımlar gerçekleştiğinde ortada denge falan kalmayacak. Bizim elimizde sadece F-16’lar ve İHA-SİHA’lar kalacak. Yunanistan’ın elinde ise F-35, Rafale, Mirage, F-16 Block-70’ler olacak.
Hala Türkiye’nin savaş uçağı almayacağı açıklamaları yapılıyor. Teknoloji transferi yapılırsa uçak alacağım demek uçak almayacağım demek. Kimse teknoloji transferi yapmaz. S-400’ler de aynı konu geçerli. Rusya kesinlikle teknoloji transferine yanaşmıyor.
ABD’den de F-35 harici başka bir uçak alımına karşıyım. Hürjet’in çok iyi ve başarılı bir proje olarak tamamlansa bile uçak ihtiyacını gidereceğine inanmıyorum. Hürjet gerekli ve ve görevinin yani eğitim/yakın hava desteği (light attack) uçağı olarak iş görecektir. Ama bize hava üstünlüğü uçağı lazım. Ayrıca iyi bir hava yer uçağı, F-16’ların yanına. Yani Hürjet’ten bunu nasıl bekleyebiliriz. Tak motorlu küçük bir uçaktan. MMU yapılana kadar savaş çıkmasın diye dua mı edeceğiz? Kaldı ki F-35 gelsin gelmesin onunla hiçbir ilgisi yok her zaman MMU ve Hürjet projelerinin destekçisi oldum, bence çok doğru karar ve projeler. Her ikisi de doğru karar ve gerekli idi. Sebeplerini daha önce uzunca yazmıştım.
11. Soru: Yerli savaş uçağı MMU projesi hakkında yorumunuz nedir? Sizce proje nasıl gidiyor?
Hiç savaş uçağı ve jet uçağı üretmemiş bir ülkeden söz ediyoruz. MMU’nun açıklanan ilk uçuş tarihinde ilk uçuşunu yapacağına inanıyorum. Mesele seri üretime ne zaman geçecek.
Hangardan ilk çıkıştan ve ilk uçuştan sonrası meşakatli. Donatımı, sistemlerin entegrasyonu sorun. Önemli olan ilk uçuştan seri üretime kadar kaç yıl geçmiş olduğu.
Su-57 12 adet prototip üretildikten sonra seri üretime geçti. İlk seri üretim uçak düştü. 14’üncü uçak belki seri üretimde şu an.
MMU 2023’te hangardan çıkacak. Seri üretime geçiş uzun yıllar sürebilir. Bu da kimsenin kusuru, kabahati değil.
MMU’lar ile 2030’larda tüm Türk Hava Kuvvetlerini donatmak bence hayal. Zaten bugüne kadar hiç kimse kesin seri üretim tarihi vermedi. Zaten veremez de havacılıkta işler yol köprü yapmak gibi değildir. Köprünün taahhüt tarihi vardır. Geçirirsen ceza da yersin. Savaş uçağı hele 5’nci nesil savaş uçağında böyle bir şey yok, olamaz da. Tesaj’ı Hintliler 30 yıla yaptı ve sonrasında da şaka gibi Hint Hava Kuvvetleri beğenmedi almadı. Sonradan uçak gemisine inişli versiyonu ürettiler, donanma alacak.
Konuyla ilgili okunmasını önerdiğimiz yazılarımız: